11 Aralık 2010 Cumartesi

Der Blutharsch


Yine bunu okuyup anlayacak kimsenin ilgisini çekmeyecek bir grupla karşınızdayım. Der Blutharsch, türünde önemli bir yere sahip, Avusturyalı bir martial industrial proje. Daha önce de anlatmış olmam lazım ama, martial industrial endüstriyel müziğin klasik müzik ve askeri marşlarla yoğrulmuş, ideolojik olarak oldukça militarist bir kolu. Last.fm'den şöyle bir grupların tiplerine bakarsanız kolaylıkla anlaşılacak bir şey bu zaten. Tripli kızlara göre değil. Bu arada, beni gerçekten şaşırtacak şekilde merak eden varsa, daha önceden iki şarkılarını yüklemiştim, buradan bulabilirsiniz.

2001 - When all else fails!
2003 - Time is the enemy
2004 - Speech of truth will be eternal
2005 - When did wonderland end

1 yorum:

  1. Martial industrial ya da neofolk'u sanırım ona karşı olanların sözleriyle basit bir şekilde tanımlamışsınız. Maalesef tipine bakınca anlaşılacak tarzlar değil bunlar daha ziyade kafa isteyen ve daha çok 'avrupa merkezci, elit, avangard ve muhalif...' diyebileceğimiz tarzda müzikler bunlar. Bu müziği yapan pek çok grup var ve belli bir ideolojinin müziği olmaktan uzak, güncel politik konularla 'pek' alakası olmayan ve daha farklı idealleri olan, ama avrupada yükselen milliyetçi akım, nazizm, beyaz ırkçılık ile çoğunlukla karıştırılan onlar tarafından da mağdur edilen ama o çevrelerin bazıları tarafından da sevilen müzik tarzları bunlar. Dinleyici kitlesi de politik ideoloji ve de fikir açısından çeşitlilik arz etmekle birlikte, bu muzik genel olarak 'bakan kişiye göre' anlam buluyor. Grupların içinde az ve vasat düzeyde nazi, islam-karşıtı gruplar olsa da(ki bunlar giderek daha az itibar görüyor) bariz avrupa yeni sağı, ve sol diyebileceğimiz türden olanların yanı sıra sadece içinde romantik ve duygusal öğeler barındıran gothic scene'in Pagan ve Neoklasik temalarıyla flört eden gruplar da var, ve bu gruplar da oldukça popüler. Altını çizerek söylemek isterim ki; Neofolk/Martial Industrial için genel tanımlamalar yapıp yeni gelen, dışarıdan bakan insanları ürkütmek yerine grupların röportajlarını, kimlerden nelerden etkilendiğini okursanız neler demek istediklerini az çok
    anlarsınız...Hepsinden önemlisi de Türkiye'de bilinmeyen bu müziği üreten sanatçıların da Türkiye'ye oldukça uzak olduğunu düşünürsek bence bu müzikleri dinlemek ve paylaşmak oldukça güzel ve enteresan yanlız tanıtırken oldukça dikkatli olmamızın gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Kolay gelsin. (Bilge)

    YanıtlaSil