28 Aralık 2010 Salı

Lycia



Lycia, bugün İzmir'de olduğu üzere solgun, gri günlere özgü bir grup. Böyle bir günde otobüsten geride bırakacaklarını seyrederken yandaki boş koltuğa dalgalı kahverengi saçlı bir genç hanımın oturmasını ummak veya üşenmeyip okula gittiyseniz prensesin neşesini izlemek gibi. Ancak en çok, daha önceden belirtmiş olduğum üzere, sürüklenmek.

Başlangıç için en orta halli albümleri, benim de ilk dinlemiş olduğum The Burning Circle and then Dust. Ancak, dileyenler aslolarak yan proje Estraya için tasarlanmış olan Tripping Back Into Broken Days'i de deneyebilir, diğer albümlerde genellikle bol efektli gitarlar kullanılmışken Estraya akustik ağırlıklı.

Benim favorim ise A Day in the Stark Corner olsa gerek.

Lycia tripli kız müziğinin ilahı aslında ama, tripli kızlar pek anlamaz.

1991 - Ionia

1993 - A Day in the Stark Corner

1994 - The Burning Circle and then Dust

1997 - Cold

2000 - The Time Has Come and Gone (Estraya)

2002 - Tripping Back into Broken Days (Estraya)


Düşünün, paintte şununla uğraşacak kadar seviyorum.

14 Aralık 2010 Salı

Slowdive - Catch the breeze


Slowdive, denizde sırt üstü uzanmışken dalgaların altınızdan geçişini hissetmek gibi.

Bu, neredeyse bütün güzel şarkılarının içinde olduğu bir derleme albümü. O kadar alıştım ki bu albümdeki sıralamaya, stüdyo albümlerinin sıralaması yabancı geliyor. Ekşisözlük okuyup amatör fotoğrafçılıkla ilgilenen genel hıyar dinleyici kitlesine dahi hitap ediyor.

Catch the breeze

Yok böyle bir tatlılık. Dahası için, last.fm.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Glo-worm - Glimmer


Pek bir beğendiğim Veronica Lake'in vokali Pam Berry'nin bir diğer projesi. Orta tempolu, kendi halinde, indie/twee.

1996 - Glimmer

12 Aralık 2010 Pazar

David Galas - The Cataclysm



İsmin tanıdık olmamasından, aşağıdaki etiketlerde garip garip şeyler yazmasından CİDDEN korkmayın, çünkü bu albüm GERÇEKTEN de son bir kaç yılda çıkanların en iyilerinden. Son zamanlarda aklımdan çıkmış olan bir albüm olmasa, buraya çok daha önceden yüklemiş olacağımdan eminim. David Galas, bir dönem Lycia'da bass ve synthesizer çalmış, bu albümü dinlediğinizde farkedeceğiniz üzere oldukça yetenekli bir müzisyen ve prodüktör. Bu blogda böyle şeylere alışkınsınız ama, albümde birden fazla türden esintiler mevcut. Darkvawe, country, biraz da gothic rock. Türlerin bazılarına aşina olmayabilir veya hoşlanmayabilirsiniz ama o kadar iyi harmanlanmışlar ki, kimsenin şikayet edebileceğini sanmıyorum. Alıp götüren, hepsi yerli yerinde bol efektli, hüzünlü, genellikle orta tempolu. Bu kadar övdüğüm çok albüm olmaz, tıklayıverin artık.



The Cataclysm

11 Aralık 2010 Cumartesi

Der Blutharsch


Yine bunu okuyup anlayacak kimsenin ilgisini çekmeyecek bir grupla karşınızdayım. Der Blutharsch, türünde önemli bir yere sahip, Avusturyalı bir martial industrial proje. Daha önce de anlatmış olmam lazım ama, martial industrial endüstriyel müziğin klasik müzik ve askeri marşlarla yoğrulmuş, ideolojik olarak oldukça militarist bir kolu. Last.fm'den şöyle bir grupların tiplerine bakarsanız kolaylıkla anlaşılacak bir şey bu zaten. Tripli kızlara göre değil. Bu arada, beni gerçekten şaşırtacak şekilde merak eden varsa, daha önceden iki şarkılarını yüklemiştim, buradan bulabilirsiniz.

2001 - When all else fails!
2003 - Time is the enemy
2004 - Speech of truth will be eternal
2005 - When did wonderland end

Hooverphonic - Blue Wonder Power Milk


Daha önce oldukça sevdiğim A new stereophonic sound spectacular albümünü paylaşmıştım. Tıpkı Goldfrapp gibi, Hooverphonic de yıllar geçtikçe trip-hop'tan elektronik müziğe kayan, ambient ögeleri kademeli olarak azaltan bir grup. İlk albüm kadar tatlı olmasa da, elektronik ögeler rahatsız edecek seviyede değil, henüz.


Blue Wonder Power Milk

10 Aralık 2010 Cuma

Goldfrapp - Felt Mountain




Bu albümden bir kaç şarkıyı tek daha önceden yüklemiştim aslında, ama zaten albüm bütünüyle bir tatlılık abidesi olduğundan daha en baştan tamamını yüklemem gerekirdi. İngiliz, ilk başlarda trip-hop yapmış olup, sonraki albümlerde kademeli olarak elektronik müziğe kaymış bir grup. Tabii ki ilk albümünü paylaşıyorum burada, genelde parayı bulunca profesyonelleşiyorlar, gençlikteki o tatlı dudaklar ve diri göğüsler yok oluyor. Bu arada, yine tripli kız müziği.


2000 - Felt Mountain

Blonde Redhead



Blonde Redhead, 93 kuruluşlu Amerikalı bir indie/alternative rock grubu. Lâkin, kendileri İngiltere'de doğmuş olsaydılar shoegaze yapacaklardı, ah evet bebeğim bu su götürmez bir gerçek. Tamamen tripli kız müziği, anlayacağınız. Buraya ilk iki albümünü koyuyorum.

1995 - Blonde Redhead
1995 - La Mia Vita Violenta

Evet, albümlerden birini Ocakta, ötekini Eylülde çıkarmışlar.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Soon

Yedi dakikalık saf aşk. Bu arada Loveless albümü silinmiş, tekrar yüklüyorum.


2 Aralık 2010 Perşembe

Low - Long Division


Low, alternatif rock/indie arası, ağır tempolu. Son postlarda çok kısa geçtiğimin farkındayım, pek yazasım yok, oturup dinleyin.

Long Division

Red Letter Day - The Absurd Garden

Eski usül, hafif deneysel indie.


The Absurd Garden.

Brittle Stars




Hafif deneysel, indie/shoegaze.

Brittle Stars