22 Ekim 2009 Perşembe

Tırp

Az önce Cranberries - Linger'ı bininci kere izlemekteydim. Fahişeler hep çok çekici gelmiştir bana. Ah hayır, öyle kaba olanlar değil, olmak zorunda kalmış, hüzünlü bakışlı olanlar. Kendimi hikayedeki arada gelen, önemsiz, silik, tecrübesiz genç adam olarak hayal ederim. Anlamaya çalıştığını iddia eden, yarı-sempati içerisinde yaklaşan ancak diğerlerinden farksız bir şekilde kendi kibri içinde boğulan genç adam. Zaten öyle olurdum herhal.

Dönemlik Hazlar


Sandınız ki siz allahsızlar
Hazla kastım aslolarak
Sembolizmdi, dokundurmaydı
Ancak bildiğiniz
Seksi kastettim
Çatır çatır hem de.

70li yılları severim. Saçlar kabarıktı, kıyafetler güzeldi, kasıklara ağda yapılmazdı. Birkaç on yıl önce doğmuş olmam gerektiğini düşünmekteyim. Baudelaire dayımız aşkla, şarapla veya erdemle sarhoş olmamızı öğütlerken 21. yüzyılda ilkini çöpe atmak durumundayım, zira dönemimin kadınları çok kötü giyiniyorlar. Cidden. Erdemi kim kaybetmiş ki ben bulayım derkeen sadece şarap kalıyor. Siz de kalıyorsunuz. Hoşça kalıyorsunuz.

Biriyle tanışmıştım, sırf Ömer Hayyam okumak için Farsça okumuştu. Böyle adamlar evinde oturup blog yazanlar için korkulu düşler olsa gerek. Nitekim biz de -tıpkı Paris halkı gibi- en güzel esanslar arasında bile, burnumuzu boktan çıkarmayız.