15 Kasım 2011 Salı

Gereksiz ziyaretçi akınından kaynaklı yazı: Hayır, ölmedim. Sadece yaz sonunda harici belleğimin bozulmasından beri elimde çok az albüm var, yakın bir gelecekte burada bir bok paylaşamayacağım gibi. Ama TAMBLIRımdaki tek şarkı paylaşımları ve über tripli kız yazıları falan devam etmekte.

19 Ağustos 2011 Cuma

:Of the Wand and the Moon: - Lucifer



Daha önce bir albümünü daha paylaşmış olduğum :of the wand and the moon:, neofolkun tanınan isimlerinden. Neofolku böylesine sevmem biraz da, bu tempoda (hızlı) müzik yapmalarına rağmen, beni her zaman hüzne boğmalarından. Gerçi bu neofolkun içsel olayları değil, dışarının, ki dış burada toplum, tanrı, ya da içinde bulunulan zaman (özellikle toplumdan ayırdım bunu) olabilir, içteki yansımalarını ele alıyor olmasından. Ne Gossip Girl'de, ne Leyla ile Mecnun'da, ne de How I met your mother'da (oldschool takılanlar için Friends de olabilir bu) haz alamayanların müziği neofolk, içinde bulunulan zamanı -belki de sadece içinde bulundukları için- sevemeyenlerin, daimi olarak başka bir dünyayı/zamanı arzulayanların, kuzum.


Lucifer



6 Ağustos 2011 Cumartesi

Faint Blue Galaxy

Faint Blue Galaxy is a criminally underrated, mid-paced shoegaze/post-rock band with a dreamy/atmospheric style. They don't exist even on Discogs.com, so I felt obliged to do something about it. Please share.

Faint Blue Galaxy, gerçekten de hakettiği değeri görememiş, yoğun düşlerle kaplı bir atmosfere sahip (ne çevirdim ama), orta tempolu bir shoegaze/post-rock grubu. Discogs.com'da bile olmadıklarını görünce bir şeyler yapma gereği hissettim. Paylaşanın terazisine değdiririm.

The Faint Blue Galaxy

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Black Tape for a Blue Girl




Black Tape for a Blue Girl, Lycia ile birlikte, lise zamanlarımdan beri sevdiğim, doğrudan olmasa da dolaylı olarak müzik zevkimin değiştiren, yani beni metalden uzaklaştıran gruplardan. Üçüncüsü de Tenhi olurdu herhalde. Lycia gibi, BTfaBG de ethereal müzik icra etmekte, ancak Lycia'ya göre daha az buhranlı ve yoğun neoclassical ögelere sahip. Buraya orta dönem albümlerini koyuyorum, 91-02 arası, ben dinlediğimde genelde bu beş albümü ard arda dinlerim, ancak buradaki ilk iki albümü diğerlerine göre daha çok seviyorum. Daha önceden tumblr'a birkaç şarkı koymuştum, genel bir fikir elde etmek isteyenler, her ne kadar koyduklarımın ikisi de A Chaos of Desire albümünden olsa da, buradan bakabilirler.

1991 - A Chaos of Desire

1993 - This Lush Garden Within

1996 - Remnants of a Deeper Purity

1999 - As One Flame, Laid Bare by Desire

2002 - Scavenger Bride


28 Temmuz 2011 Perşembe

Peccatum - Lost in Reverie



Peccatum, kimi kısımları genel kitleye rahatsız edici gelecek olsa dahi, her bir anıyla, adında da belirtildiği üzere "düşler içinde kaybolacağınız" bir grup. Bir iki şarkıda endüstriyel ve metal geçiş kısımları var, onların dışında ağır-orta tempolu. Aslında tam bir tripli kız müziği ama, her bir tripli kızın anlayacağı türden değil. En tripli kız olduğumdan, ben hepsini anlıyorum. Ancak, dinlerseniz ekime, dinlemezseniz sikime kadar olduğundan, kahverengi dalgalı saçlarınızın arasından gün ışığının vurduğu yumuşak enselerinizden öpüyorum, bir yandan dudaklarınızın tadını falan hayâl ederek ah, tripli kızlar.

2004 - Lost in Reverie


In Gowan Ring - Hazel steps through a weathered home



Şaşırtıcı bir şekilde Amerika'dan çıkmış olan In Gowan Ring, oldukça ağır tempolu, sakin ve hüzünli bir neofolk grubu. Her zamanki gibi "Çok yalnızım." diyorum dinlerken, siz dinlerken kiminle fingirdeşirsiniz bilmem, gerçi.

2002 - Hazel steps through a weathered home

22 Temmuz 2011 Cuma

My Bloody Valentine Compilation



Main reason behind this compilation is that they haven't done it themselves. I've had some really hard time choosing and arranging wasn't easier as well. No matter how hard I tried, I just couldn't seperate the last three songs of Loveless, so I just left them the way they are. Hope this will be a compilation that will reflect whole lifetime of My Bloody Valentine.

Bu derlemeyi yapmamın asıl sebebi, kendilerinin yapmamış olmalarıydı. Şarkıları seçmek oldukça zordu ve sıralamak da daha kolay değildi hani. Ne kadar zorladıysam da, Loveless'ın son üç şarkısını ayıramadım, O'ndan oldukları gibi bıraktım. Umarım bu derleme My Bloody Valentine'ın tüm yaşantısını yansıtabilir.

MBV Compilation


1. Paint a rainbow
2. When you wake, you're still in a dream
3. Only shallow
4. You're safe in your sleep from this girl
5. I believe
6. Cupid come
7. Several girls galore
8. Come in alone
9. Off your face
10. To here knows when
11. Swallow
12. I only said
13. Please lose yourself in me
14. Honey Power
15. You've got nothing
16. Blown a wish
17. What you want
18. Soon

21 Temmuz 2011 Perşembe

Blueboy




Bir altta paylaştığım Another Sunny Day'den Harvey Willams'ın gitaristliğini yaptığı Blueboy, dinler dinlemez beni kendine bağlamış olan, ne kadar övsem yetersiz kalacak olan, yer yer shoegaze'e kaçan, harika bir indie pop grubu. Indie poptan bahsederken hep kullandığım kalıpları burada da kullanacağım, pek kendi halinde- hafif hüzünlü- ve baldan tatlı.

1992 - If wishes were horses
1994 - Unisex

Another Sunny Day - London Weekend



Another Sunny Day, yakında başka projelerini de paylaşacağım Harvey Williams'ın Sarah Records'tan çıkardığı solo projesi. Pek tatlı, pek kendi halinde- tamamen indie pop. Bu albüm yanlış bilmiyorsam bundan önceki tüm EPlerin elden geçirilmiş versiyonu sadece, eğer beğenirseniz tek tek diğerlerini çekmenize gerek yok yani.

London Weekend

25 Haziran 2011 Cumartesi

Slowdive - Just for a day


Bir günlüğüne. En hoş düşüm, aynı zamanda Slowdive'ın çıkış albümü. Daha önce iki cdlik Catch the Breeze derlemesini koymuştum Slowdive'dan. Bilmeyenler içinse, siktirin gidin, bilmediğinizle kalın.

1991 - Just for a day

My Bloody Valentine - Isn't Anything?



Kanlı yârimin çıkış albümü. Daha önce Loveless albümünü ve bir dolu EP paylaşmıştım, az çok tanırsınız. Isn't anything- erken dönem EPlerinde olduğu üzere oldukça noise bir havaya sahip. Başlangıç için pek uygun sayılmaz. Ben her birini ayrı seviyorum, aşağıdakilerin ikisiyle de öpüşebilirim.

1988 - Isn't Anything?

Ordo Rosarius Equilibrio


Daha önce Apocalips albümünü paylaşmış olduğum ORE, buraya koyduğum şirin fotoğraflarından doğalarını hemen anlayabileceğiniz bir neofolk proje. Her erkeğin birkaç kötü huya ihtiyacı vardır.

2003 - CCCP, or Coctails, Carnage, Cruxifixion and Pornography
2005 - Satyriasis - Somewhere between equilibrium and nihilism

Arditi - Standarts of Triumph


Arditi, bayağı bildiğiniz ERKEK MÜZİĞİ. Pek açıklamaya girmiyorum o yüzden, yine militarist, yine avrupa askeri marşları, yine endüstriyel etkileşimler- sizin ilginizi çekecek bir şey değil yani.

2006 - Standarts of triumph

The Moon and the Nightspirit


Öncelikle belirtmeliyim ki, neredeyse bir aydır yeni albüm koymamamın sebebi çok yoğun olmama falan değil, sâfi üşengeçlik.

The Moon and the Nightspirit aslında ilk dinlediğim neofolklardan. Blogdaki diğer "neofolk" gruplara göre daha fazla folk öğeler içeriyorlar, belki bu yüzden bir süredir dinlemiyordum, geçen gün ne kadar özlediğimi farkettim ve şimdi buradayız hm hm.

İki albüm de birbirinden hoş, ancak Rego Rejtem ayrı bir güzel.

2005 - Of dreams forgotten and fables untold
2007 - Rego rejtem

15 Haziran 2011 Çarşamba

Yaz için okuma listem

Üniversiteye geldiğimden beri, ki an itibariyle dört yıl oldu, lisede bir yılda okuduğum kadar kitap anca okudum herhalde. Karar verdim, bu yaz geçmiş yıllarda alıp biriktirdiklerimden on kadar klasik ve beş-altı bilimkurgu harici her şeyi okuyacağım. Liste şöyle:

Virginia Woolf, Dalgalar. Orlando ve Mrs. Dalloway'i gerçekten çok sevip bir gazla aldığım bu kitap, iki yıldır bekliyor.

Ursula Le Guin'den; Rocannon'un Dünyası, Dünyaya Orman Denir, İçdeniz Balıkçısı. Ursula'nın Türkçeye çevrilmiş kitaplarından okumadığım yegâne kitaplar. Bunlar da iki-üç yıldır bekliyorlar.

Çocukluğumun kahramanı Jules Verne'den Mişel Strogof (çocukken okumuştum), Livonya'da Bir Dram, Yüzen Şehir.

Sevdiğim yazarlardan en son keşfetmiş olduğum D.H. Lawrence'dan, Oğullar ve Sevgililer.

Filmini roman uyarlaması olduğunu bilmeden izleyip çok beğendiğim, Tehlikeli İlişkiler. Choderlos de Laclos.

Boris Vian'dan, yarım bırakmış olduğum Ve bütün çirkinler öldürülecek, Kızıl Ot ve Yürek Söken.

Yine yarım bırakmış olduğum Jane Austen'ın Mansfield Park'ı.

Gogol'dan Taras Bulba.

Arthur Rimbaud'dan, Ben Bir Başkasıdır.

Ev arkadaşımdan çalmış olduğum, Lautreamont'dan, Maldoror'un Şarkıları.

Bir buçuk ay önce imzalatmış olduğum, Erdal Sarızeybek'ten Çarçella ve Kurt Kapanı. İzleyicim olabilecek liberal orospu çocuklarından faşist ve statükocu demeyi
esirgememeleri dileğiyle hem de.

29 Mayıs 2011 Pazar

Neofolk, when you are drowning.




After one and a half year of music sharing, I too have decided to make a blog compilation. The first one will be of rather slow paced, sorrowful neofolk bands. Not all the songs are neofolk, actually, nor all the songs are full of misery and melancholy. I tried to make a compilation that shows different stages of unhappiness, therefore there is not a dominant sound.

Bir buçuk yıllık müzik paylaşımından sonra, ben de bir blog derlemesi yapmaya karar verdim. İlk derleme ağır tempolu sayılabilecek, hüzünlü neofolk gruplarından. Gerçi, ne tüm şarkılar tamamen neofolk, ne de her bir şarkı melankoli ve yoksunlukla yüklü. Mutsuzluğun farklı evrelerini gösteren bir derleme yapmaya çalıştım, bu yüzden baskın bir hava yok.

Neofolk, when you're drowning.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Ordo Rosarius Equilibrio - Apocalips



ORE, nihilist, fetişist, seksist, sado-mazo eğilimler içermemiş olsa klasik bir neofolk grubu olurdu. Sizler zeki çocuklarsınız, anlarsınız hemen. 2006 çıkışlı Apocalips albümünü paylaşıyorum, favorimdir.

2006 - Apocalips

Pıtpıtı severim.


20 Mayıs 2011 Cuma

Current 93


Neofolkun kurucularından olan David Tibet- diye başlayan bir yazı yazacaktım da, hem pek canım istemiyor, hem de nasıl olsa neofolku yabancılar dinlediğinden ne yazdığımın pek de bir anlamı yok, değil mi? Yine de, bir şeyler yazayım. As the world disappears aynı yıl Fransa'da kaydedilmiş pek hoş bir canlı performans. Thunder Perfect Mind'ın daha önceki tek şarkı paylaşımlarında neredeyse hepsini paylaşmıştım zaten, klasiktir. Of Ruin or Some Blazing Starre, önceki ikisine göre daha kendi halinde. Sleep Has His House ise, David Tibet'in babası öldükten sonra yaptığı albüm. Oldukça ağır tempolu, depresif ve alışması zor.

1991 - As the World Disappears (Live)

1992 - Thunder Perfect Mind

1994 - Of Ruin or Some Blazing Starre

2000 - Sleep Has His House

3 Mayıs 2011 Salı

Hope Sandoval & The Warm Intentions - Bavarian Fruit Bread



Varolan en tripli seslerden birine sahip olduğunu düşündüğüm, sâfi şarkı söylerek dünya üzerindeki herhangi bir erkeği süründürebilecek (kulun köpeğin olayım Hope) Mazzy Star'ın vokali Hope Sandoval'ın MBV'ın davulcusuyla kurduğu yeni proje. Yapabileceğim herhangi bir yorum aklınızda "Hope Sandoval & The Warm Intentions" sözcük öbeği varken şu fotoğrafa bakmak kadar etkili olmayacağından bırakıyorum. Mazzy Star'la benzer bir çizgide, ancak daha sakin.

Son söz: Yerim seni.

2001 - Bavarian Fruit Bread

The Trash Can Sinatras - Cake


Üşengeçlikten bir süredir bir şey koymuyordum. The Trash Can Sinatras, son zamanlarda paylaşmış olduğum diğer gruplar gibi, yeni nesil orospu çocuklarından gayrı, kendi halinde bir indie proje. En popüler albümleri olan Cake'i paylaşıyorum. Obscurity Knocks, Kimolduğunubilirsinsen'e?

1989 - Cake

12 Nisan 2011 Salı

This Scarlet Train - Fimbria

Geçen gün Tumblrda bir şarkısını paylaşmış olduğum, kenara köşeye itilmiş, lâkin pek tatlı olan İskoçyalı bir shoegaze grubu.

There and back again lane blog'dan.

Fimbria.

The Sullivans

The Sullivans, ilk albümlerini 2010 çıkarmış olamayacak bir indie/twee grubu. Seksenlerin tatlılığı üzerlerinde. Seveceksiniz.

The Sullivans

5 Nisan 2011 Salı

Indie Jewels.

Birkaç adet az bilindik, hoş indie. Jaywalkers'ı sadece There and back again lane blog dışı hiçbir yerde bulunmadığından paylaşıyorum, diğer ikisi son dönemlerde gönlümde taht kurmuş gruplar. Devamı gelecek.

St. Christopher - All of a Tremble (1989)

The Groovefarm - Best Parts... Vol. I (2001)

The Jaywalkers - Mini LP
(1987)

27 Mart 2011 Pazar

19 Mart 2011 Cumartesi

Lubomyr Melnyk (Almost) Discography




Lubomyr Melnyk'e bir kaç yıl önce avant-garde müzik bloglarından birinde rastladım. İlkin albümün adı dikkatimi çekti, The Voice of the Trees. Açıkçası bir orkestrayla eşlik edilmedikten sonra piyanodan pek hoşlanmam (evet, Chopin bile), yine de bir adamın ağaçların sesini müziğe dökebildiğini iddia edebiliyor olması-

Yeri gelmişken, biraz da romantizm yapalım. Çocukluğumu ne zaman düşünsem aklıma ağaçlar gelir. Bursa - Acemler'deki kavak ve Kırklareli - Babaeski'deki çam ağaçları. Bilir misiniz bilmem, İstanbul dışında yaşamış/yaşıyor olmaktan gurur duyan insanlar var bu memlekette. Geriye dönüp o zamanları hatırlamaya çalıştığımda yalnızca bu ikisi gelir aklıma, her gün altlarında düşlere daldığım çam ağaçları ve rüzgârla eğilen kavaklar. Bu kadar.

Lubomyr Melnyk, kayıtlara göre dünyada en hızlı piyano çalan kişi. Tabîdir ki (bunu yazarken imlâya hatası yapıyor olabileceğimin korkusu içerisindeyim) az buçuk piyano sevenler, ya da çalanlar hızlı çalmanın abartılacak bir şey olmadığını söyleyecekler, ben de Malmsteen de hızlı çalıyor ama yarrak gibi adam diyecek, ama bir de ekleyeceğim; "Lubomyr Melnyk sesleri mükemmel bir uyumla kaynaştırabiliyor.". Gerçekten de Lubomyr Melnyk'i dinlerken, ki belirtmeliyim ki albümlerin her biri ya hücum kayıt ya da konser kaydı; yani üzerlerinde oynama yok, bir dalga halinde geliyor müzik. Alçalan, yükselen, kıyıya vuran, siz kayalıklarda otururken ayaklarınızı ıslatan ya da kordonda yürürken yüzünüze incecik damlalar halinde vuran. Ya da Acemler'deki kavak ağaçlarının eğilip, bir sonraki rüzgârı beklemek üzere doğrulmasını, Babaeski'deki çam ağaçlarını, veya dünyanın neresinde olursanız olun, gri ve boş bir sonbahar gününde otobüs beklerken sararmış yaprakların önünüzde sigara izmaritleriyle birlikte savrulmasını. Böylesine alıp götüren, yaşadığınızı hissettiren bir Slowdive var herhal, bundan gayrı.

Şarkıların çoğu çift piyanoyla icrâ edilmiş. Her ne kadar ben The Voice of the Trees ile başlamış olsam da, The Lund - St. Petri Symphony başlangıç için daha uygun ve elimdeki kaydı daha kaliteli. Wave-Lox, albümler arasında dinlemesi en zor olanı ve başlangıç için kesinlikle tavsiye etmiyorum. Albümlerinin belirli başlı olanları bunlar, geri kalanları bulabilirsem (her ne kadar çok fazla talep olacağını düşünmesem de) burada yerlerini alacaklar.

15 Mart 2011 Salı

Pencil Tin - A Gentle Hand To Guide You Along

Pek tatlı, pek az bilinen (öyle ki last efemde ilk post bana ait) Amerikalı indie grubu. Indie'deki diğer favorilerim gibi (Glo-worm, Veronica Lake, Brian) üç beş şarkı kaydedip kaybolanlardan. Bazen onları böylesine güzel kılanın bu olduğunu düşünüyorum, sen-ben gibiler.

1996 - A Gentle Hand to Guide You Along

McCarthy


Klasik İngiliz indie pop. Yoruma gerek var mı?

1987 - The Well of Loneliness EP

22 Şubat 2011 Salı

Der Blaue Reiter Discography



Der Blaue Reiter, Ordo Funebris'in dağılmasından sonra kurulmuş olan, hafif endüstriyel ögeler de içererek neoclassical müzik icra etmekte olan İspanyol bir grup. Şarkılarının bir kısmı bilindik klasik müzik eserlerinin elden geçirilip değiştirilmesiyle oluşturulmuş. Tripli kız güruhuna değil de, aklı başında insana hitap edeceğini belirteyim. Tüm albümlerini paylaşıyorum. Başlangıç için tavsiyem, Silencis.

2006 - Le Paradise Funebre, L'Envers Du Tristesse

2008 - Silencis

2009 - Nuclear Sun

Hüsran

Bilgisayarımın bozulmasına müteakip format atıldığından on albümlük Mezdeke koleksiyonum gitti. Neofolk, ambient, shoegaze klasörlerim haricide olduğundan oradan devam edeceğiz.

20 Ocak 2011 Perşembe

GÖRÜLMEMİŞ HİZMET

Mezdeke'nin bütün albümleri. Çok yakında.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Nature and Organisation Discography


Nature and Organisation, Current 93'ün gitaristi Michael Cashmore'un solo projelerinden biri olan klasik bir neofolk grubu. Daha önce Beauty Reaps the Blood of Solitude albümünden birkaç şarkı paylaşmıştım, dileyenler ön izlenim elde etmek için bakabilirler. İlk albüm, Death in a Snow Leopard Winter, piyano ve keman ağırlıklı, ağır tempolu, hüzünlü. Diğerleri ise biraz neofolk dinlemiş birine yabancı gelmeyecek, kaliteli albümler.

88 - Death in a Snow Leopard Winter

94 - A Dozen Summers Against the World EP

94 - Beauty Reaps the Blood of Solitude

My Bloody Valentine EPs


Benim kanlı yârimden bol bol EP. İlk defa dinleyecekseniz Loveless'a dönün, zira EPler noise ve post-punk'a daha yakın.

87 - Strawberry Wine EP

87 - Sunny Sundae Smile EP

88 - You Made Me Realize EP

88 - Feed Me With Your Kiss EP

90 - Glider EP

91 - Tremolo EP

15 Ocak 2011 Cumartesi

http://notonnetflix.blogspot.com/

-ki Fight Club izlemek zorunda kalmayalım.

9 Ocak 2011 Pazar

Amesoeurs


Alcest'in arkasındaki kişi olan Neige'ın, daha önce Ruines Humanes EPsini paylaşmış olduğum projesi olan Amesoeurs, Alcest'e göre daha karanlık bir atmosfere sahip. Müzik olarak da, Alcest'teki shoegaze etkileşiminden uzak, post-punk ve black metal'e yakın. Ancak ikisi de değil.

Amesoeurs

Alcest - Écailles De Lune



Daha önce Le Secret ve Souvenirs D'Un Autre Monde'u paylaşmış olduğum, düşlerle bezeli Alcest'in 2010 çıkışlı albümü. İlk iki albüme göre dinlemesi/alışması biraz daha zor, bu yüzden onlara öncelik verilmesi tavsiyem.


Écailles De Lune

8 Ocak 2011 Cumartesi

Radiohead - İyi albümleri.



Gerçekten açıklamaya gerek yok. İlk üç albüm.

93 - Pablo Honey

95 - The Bends

97 - OK Computer